Avustralya Açık'ta nefesler tutuldu, tüm gözler Rafael Nadal - Roger Federer mücadelesine çevrildi. Onur Akmeriç, klâsikleşen bu yarı final mücadelesini değerlendirdi. Kim kazanmaya daha yakın?

nadal-federer-

 

Nadal bugüne kadar birçok sakatlık ve hastalık ile uğraştı. Bunlardan en önemlisi dizinden geçirdiği tendinit. Geri dönemez denilirken bu sakatlığı bile atlatabilmesinin temelinde yatan etmen zihinsel gücüydü. Bu kadar fiziksel sorunla uğraşan ve buna rağmen tarihin en iyi tenisçisi olarak görülebilecek Federer’i sayısız kez yenebilen İspanyol raket, geçen seneye kadar zihinsel bir zayıflık yaşamamıştı. Ancak Novak Djokovic’in akıl almaz yükselişi ile birlikte ona arka arkaya oynadığı altı finali kaybetmesi Nadal’ın kendi kendini sorgulamasına neden oldu.

 

10 kez Grand Slam şampiyonu hâlâ ATP Tur’un mental anlamda en güçlülerinden. Ama o kırılmaz sanılan güç son bir senede esnetildi. Şüphe tohumları İspanyol’un zihnine girdi.

 

Tomas Berdych karşısında aldığı galibiyet Nadal’ın kendine inandığını gösteriyor. Çek tenisçi karşısında köşeye sıkıştığı durumda ustaca manevralarla galibiyete yelken açması özgüveni açısında olumlu oldu. Kazanma alışkanlığı tıpkı kas hafızası gibi düşünmeden doğru hareketi yapabilmenizi sağlar. Nadal’ın da Federer’e karşı bir alışkanlığı var, her ne kadar son maçı

İsviçreli kazanmış olsa da.

 

Federer’i en çok zorlayan vuruş sağ elini kullanan bir oyuncu için içten dışa forehand'dir. Nadal bir solak olduğuna göre dünya üç numarasının backhand’ini zorlayacak vuruşu top-spinli forehand’i ve paralel backhand’i olacaktır.

 

Nadal sezon başında raketinde ufak bir değişime gitti ve ağırlığını artırdı. Bu, vuruşlarında istikrarsızlığa neden oldu. Eğer yarınki maçta işler istediği gibi gitmezse, şüphe tohumları ile birleşen ve panik nedeniyle salgılanan adrenalin basit hata sayısında bir artışa neden olabilir.

 

Federer tarafına bakarsak, İsviçreli geçen yıl Amerika Açık’ta maç puanı yakalamasına rağmen korttan boynu bükük ayrıldığı Djokovic karşılaşmasından bu yana bir başka oynuyor. Basel, Paris ve Dünya Turu Finalleri’ni arka arkaya kazanıp, Doha’da da sırt sakatlığı onu engelleyene kadar devam etti. Sakatlığından eser kalmamış gibi gözüküyor burada. Juan Martin del Potro karşısında oynadığı tenis ise fevkaladeydi.

30 yaşındaki deneyimli raketin turnuvanın başından beri oynadığı tenisi pek değiştirmesi gerekmiyor. Sadece solak Nadal ile karşılaşacağı için avantaj elde edebileceği vuruşlara odaklanmalı. Örneğin berabere tarafından atacağı servislerin büyük kısmını yan çizgiye ve uzaklaşan şekilde göndermeli.

 

Karşılaşmadan önce rüzgarın İsviçreli’nin arkasında olduğunu söyleyebilirim. Federer’in servis performansı ortalamasını üzerine çıkar ve tek el backhand’i fileyle aşk yaşamaz ise bu maçtan galip ayrılacak olan taraf 16 kez Grand Slam şampiyonu olacaktır.

 

OCAK 2012 - EUROSPORT

Türkiye Tenis Federasyonu
Click for English
Click for English
Haberlere Ait Arşivimize Ulaşmak İçin Tıklayın...