Gülay Şentay

Bir Şampiyonanın Ardından...

Bu yıl TTF tarafından Bursa Altınceylan Tenis Kulübünde, 31 Ağustos – 6 Eylül 2009 tarihleri arasında düzenlenen ve davetli olarak katılan, 1997 – 1998 doğumlu 106 sporcunun mücadele ettiği 12 Yaş Türkiye Tenis Şampiyonası sona erdi.
Bu yazımda turnuvanın teknik ve taktik analizinden ziyade “İNSANİ” boyutuna değinmek istiyorum. Sporcular arasında kortta yaşanan kıyasıya mücadelenin sonrasındaki dostluk ve arkadaşlıklar bu turnuvaya tam anlamıyla damgasını vurdu. Maçlar esnasında göz yaşartan ve seyircilere “Çocuk neticede” dedirten birçok anı da yaşandı. Erkeklerde kıyasıya oynan yarı final maçının sona ermesiyle birlikte birbirlerinin elini sıkmak için fileye gelen galibin ve mağlubun gözyaşları içinde birbirlerine sarılarak ağlamaları ve kortu sarmaş – dolaş terk etmeleri izleyenlerin de gözlerini yaşarttı.
Yine oynan bir maç esnasında dizi kanadığı için tıbbi yardım alan ve bu esnada çorapları ıslanan rakibine diğer rakibin kendi yedek çoraplarını vererek maça daha rahat devam etmesini sağlaması, “CENTİLMEN” sporu olarak bilinen tenisteki rekabetin nasıl olması gerektiğine ilişkin takdir gören bir davranış şekli idi.
Aslında çocukların kort içinde ve dışında yaşadığı rekabetten, sporcuların yakınları da ders almalı, diye düşünüyorum. Kortta alınan sayılardan sonra “YES” ler , “COME ON” lar ve “VAMOS” ‘lar gırla giderken, maç bitiminde kortun sarmaş-dolaş terk edilişi ve maçtan hemen sonra birlikte oyun oynanmaya başlanması çocukça bir rekabetin sonucu. Neticede hiçbir çocuk birbirine düşman değil, olamıyor da zaten.
Ufak tefek tartışma ve dışarıdan müdahaleleri bir kenara bırakırsak, maçları izleyen çocukların yakınlarının birbirleri ile diyalogları ve maçları hep birlikte çaylarını ve kahvelerini yudumlayarak seyretmeleri, hatta rakibin aldığı güzel bir sayıyı hep birlikte alkışlamaları da tenis sporunun gelişimi ve sportmenlik adına önemli davranış biçimleriydi.
Maçlar toprak kortlarda oynandığı için, özellikle DOUBLE maçlarındaki içeride-dışarıda tartışmalarında, dört çocuğun bir araya gelerek toprakta top izi üzerindeki görüş alışverişleri ve bu “MİNİ ZİRVEYE” zaman zaman hakemlerin de iştirak etmeleri komik görüntülerin de ortaya çıkmasına sebep oldu.
Turnuvaya katılan antrenörlerin arasında yaşanan rekabetin yanı sıra, aralarındaki arkadaşlık ve dostluk da üst düzeyde idi. Antrenörlerin kendi aralarında yaptıkları halı saha futbol maçı ve alınan netice de turnuva sırasında en çok konuşulan konuların başında geliyordu. Yenen takımın yenilenlere takılması ve yapılan espriler herkesi güldürdü. Antrenör rekabeti de işte böyle olmalı.
Bir parantez de turnuvayı idare eden hakemlerimize ve başhakem Sn. Hasan ATAÇ’ a açmak istiyorum. Sn. Ataç’ın performans tenisinden gelmesinin yanı sıra, aynı zamanda eğitimci olması ve çocuk psikolojisinden de iyi anlaması, tatlı-sert müdahaleleri ile tartışmaları anında bitirdi. Sporcular, yakınları, antrenörler ve hakem arkadaşları ile girdiği esprili, ama aynı zamanda otoriter diyalogları sayesinde kavgasız gürültüsüz bir turnuva yaşandı. Sabahın erken saatlerinde başlayıp, bazı günler gece yarılarına kadar süren maçlarda hakemlerimizin iyi niyetle maçları bitirme gayretleri izleyenlerden takdir aldı.
Her toplulukta olduğu gibi, yüz küsur sporcunun ve yakınının katıldığı ve sonucunda “Türkiye Şampiyonu” unvanının elde edildiği bu tür turnuvalarda “NİYET” ve “SEVİYE” çok önemli. İyi niyetli ve seviyeli insanların çoğunlukta olduğu bu tür topluluklarda, arada çatlak sesler çıksa da neticede en çok duyulan ALKIŞ sesi oluyor. Ancak bu alkış, küçük bir çocuğu kortta rencide edecek tarz ve niyette yapılan PROTESTO ALKIŞININ SESİ DEĞİL. Bu alkış, kortta bileğini bükemediği ve galip gelen, geleceğin FEDERERLERİ, WILLIAMS’ ları olmaya aday şampiyon ya da gönüllerin şampiyonu olan sporcular için canı gönülden yapılan ALKIŞLARIN SESİ.
Bu şekilde davranabilmeyi başaran şampiyon ya da sonuncu, ancak her şeyden önce “seviyeli” ve “insan” olmayı başaran tüm sporcu, çalıştırıcı, hakem ve sporcu yakınını da, bizler AYAKTA ALKIŞLIYORUZ.

Gülay Şentay
 
Türkiye Tenis Federasyonu
Click for English
Click for English
  • Bir Şampiyonanın Ardından...
    Bu yıl TTF tarafından Bursa Altınceylan Tenis Kulübünde, 31 Ağustos – 6 Eylül 2009 tarihleri arasında düzenlenen ve davetli olarak katılan, 1997 – 1998 doğumlu 106 sporcunun mücadele ettiği...
    Devamı İçin..
  • Tenis ve Sponsorluk
    Tenis, ülkemizde her geçen gün daha bilinir bir spor branşı durumuna gelmeye ve gündemde daha çok yer almaya başladı.

    Az da olsa gazetelerde ve televizyon kanallarında tenisten söz...
    Devamı İçin..
  • 23 Nisan Cup İzlenimleri
    Geleneksel hale gelen 23 Nisan Kupası Turnuvası Antalya Tenis İhtisas Kulübünün kortlarında 18-26 Nisan 2009 tarihleri arasında yapıldı.

    Tenis Europe kapsamında düzenlenen turnuvada...
    Devamı İçin..
  • 1
  • 2
Haberlere Ait Arşivimize Ulaşmak İçin Tıklayın...