Davis Cup ve Fed Cup’ta Türkiye

Davis Cup takımımız, Avrupa-Afrika Bölgesi 3. liginde, 8 takım arasında ilk iki sırayı alarak bir üst lige yükseldi. Takımımızın en formda oyuncusu olan Marsel İlhan, bu başarıda en fazla pay sahibi olan tenisçimizdi. Tecrübeli Haluk Akkoyun, iyi bir performans sergiledi. Zor maçlar oynadı ve çok kritik maçlar kazandı. Yunanistan maçında, dünya sıralamasında 474. sıradaki Economidis karşısındaki galibiyeti, Lüksemburg maçında Gilles Kremer karşısında ilk seti 5-2’den çevirerek maçı kazanması, takım başarısındaki dönüm noktalarıydı. Barış Ergüden – Ergün Zorlu çifti de Madagaskar maçını kazanmamızda, takımı galibiyete taşıyan tenisçilerdi. Davis Cup takımımız, grupta Estonya’nın ardından 2. olarak, 2010 yılında Avrupa-Afrika Bölgesinde 2. ligde oynama hakkını elde etti. 2010 yılında mücadele edeceğimiz ligde yer alacak takımlardan bazıları, Litvanya, Slovenya, Letonya, Bulgaristan, Finlandiya ve Fas.


Gelecek yıl takımımız, maçlarını bu yıl olduğu gibi, bir kentte oynamayacak. Kura sonucu eşleşeceği takımlarla ya kendi ülkesinde ya da rakip takımın ülkesinde etap etap oynayacak.
Davis Cup’ta bir üst lige yükselmek çok önemli. Ancak, bunu devam ettirmek, hiç değilse gelecek yıl 2. ligdeki konumumuzu korumak daha da önemli. Davis Cup takımımız, 1998 yılında da Makedonya’da 2. lige yükselmiş, ancak 2 yıl sonra tekrar 3. lige düşmüştü. Davis Cup’ta, formda iki tenisçi ve iyi bir çift takımı çok önemli. Bunun en bilinen örneği Romanya. Ilie Nastase ve Ion Triac, 1969-71-72 yıllarında, Romanya’yı finale taşıdılar. Sadece bu iki tenisçi, hem tek, hem de çift maçlarında büyük başarılar elde ettiler. Bu yıl Davis Cup takımımız alternatifsizdi ve olması gereken oyuncular takımda yer aldı.

Bir ülke, ne kadar fazla formda oyuncuya sahip olursa, onlar arasından seçilecek takımın başarısının da, o ölçüde yüksek olacağı tartışılmayacak bir gerçek. Davis Cup maçları öncesinde Marsel İlhan (F4 ve F5 turnuvalarında şampiyon oldu) dışında, tenisçilerimizin performansı pek iç açıcı değildi. Antalya’da yapılan 6 adet Future serisi turnuvada, tenisçilerimiz ilk tur maçlarında sadece 4 galibiyet alabildi. Üst üste 2 maç kazanan tenisçimiz olmadı. Tüm bunlara rağmen, Davis Cup’ın farklılığını hissederek, yaşayarak üstün performans sergileyen takımımızı kutluyorum. Davis Cup takımımızın bu performansı, tenisi medyanın gündemine de taşıdı. 4 gün boyuncu tenis, medyanın gündeminde oldu. Karşılaşmalar sırasındaki haber akışı başarılı bir çalışmaydı. Keşke Fed Cup sırasında da olabilseydi.

FED CUP
Davis Cup’tan bir hafta önce Belek’te yapılan Fed Cup karşılaşmalarında ise aynı mutluluğu yaşayamadık. Pemra Özgen, Çağla Büyükakçay, İpek Şenoğlu ve Melis Sezer’den oluşan takımımız, Güney Afrika’ya 2-1, Gürcistan’a da 3-0 yenilerek, Avrupa-Afrika Bölgesi 3. ligine düştü. Oysa ki, Fed Cup takımımız, 2007 yılında Mauritius’ta yenilgisiz 2. lige yükselmişti. Aslında, karşılaşmalar öncesinde Fed Cup takımımızın, Davis Cup takımına oranla bu yıl daha başarılı olabileceğini düşünüyordum. Zira takımda yer alan tenisçilerimiz, uluslararası alanda tecrübeli ve başarılı tenisçilerdi. Ama olmadı. Bir takım yaratmak, hele de başarılı bir takım yaratmak kolay değil. Büyük bayanlarda da uluslararası turnuva oynayan tenisçi sayımız çok az. Dileğimiz, hem erkeklerde hem de bayanlarda bu sayının artması.

Fahri İkiler
Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

Türkiye Tenis Federasyonu
Click for English
Click for English
  • Davis Cup ve Fed Cup’ta Türkiye
    Davis Cup takımımız, Avrupa-Afrika Bölgesi 3. liginde, 8 takım arasında ilk iki sırayı alarak bir üst lige yükseldi. Takımımızın en formda oyuncusu olan Marsel İlhan, bu başarıda en...
    Devamı İçin..
Haberlere Ait Arşivimize Ulaşmak İçin Tıklayın...