Rafael Nadal: Kortun da Centilmenliğin de Şampiyonu

Yıl başlarken kim tahmin edebilirdi, Rafael Nadal'ın 2008 yılını ATP'nin zirvesinde bitireceğini. Muhtemelen sadece İspanyol rakete gönül veren tenisin romantikleri. Ne var ki 22 yaşındaki "solak" Nadal, Nisan 2008'den itibaren öyle bir form grafiği (*) yakaladı ki, İsviçreli Roger Federer'ın gücü bile bu İspanyolu durdurmaya yetmedi. Sezonun bitmesine sayılı günler kala Nadal, BNP Paribas Turnuvası için gittiği Paris'te Fransız basınının ilgi odağı oldu. Her konuda samimi açıklamalarda bulunan İspanyol raket, konu ezeli rakibi Roger Federer'e geldiğinde tıpkı Wimbledon finali sonrasında olduğu gibi, ders niteliği taşıyan bir tevazu örneği sergileyip, "Hâlâ o, kortların en iyisi" ifadesini kullanmaktan kaçınmadı.

2008'e kötü başlangıç

Aslında 2008 Nadal için pek iyi başlamamıştı. Avustralya Açık'ın yarı finalinde Fransız Tsonga'ya yenilen İspanyol raket, bu mağlubiyetten önce Chennai'de Youzny'e, daha sonra da Rotterdam'da Seppi'ye, Dubai'de Roddick'e, I. Wells'de Djokovic'e ve Miami'de Davidenko'ya, boyun eğmişti. Sezonun ilk 3 aylık süresinde gelen bu mağlubiyetler, Nadal'a güvenenlere ciddi bir hayal kırıklığı yaşatırken tenis dünyasında "Bu yıl yine Federer zirveyi bırakmaz" düşüncesi ağır basıyordu. Ne var ki toprak sezonunun start almasıyla birlikte çabuk toparlanan Nadal, Wimbledon'da çimin efendisi Federer'i mağlup edip, hem kötü sezon başlangıcını unutturdu hem de zirve yarışında İsviçreli'yi yakalayıp, geçebileceğinin sinyallerini verdi ve bu inanılmaz hamleyi de ağustos ayında gerçekleştirmeyi başardı.

Yaklaşık 2.5 aydır ATP'nin zirvesinde bulunan ve İspanya'nın en popüler insanlarının başında gelen Nadal, tıpkı Wimbledon finali sonrasındaki gibi Federer'i göklere çıkarmadan edemiyor: "Pek çok insan kafaca benim çok güçlü olduğumu düşünüyor. Ancak bu alanda Federer'in benden daha iyi olduğu bir gerçek; maçlarına bakın, en kritik anlarda müthiş vuruşlar yapabiliyor. Ayrıca tekniği de mükemmel. Zirvedeki yerini şimdilik kaybetmiş olabilir ama gelecek sene yeniden 1 numara olabilir. Ben onun kötü bir yıl geçirdiğini düşünmüyorum". İspanyol raketin fazlasıyla centilmenlik ve tevazu kokan bu sözlerini okuyanlar, "Kort üzerinde bu kadar savaşçı, atak birisi, nasıl olur da ezeli rakibi hakkında bu kadar olumlu konuşabilir" sorusunu mutlaka soruyordur.

İyi bir yüzücü değil

İspanyol raketin kort üzerindeki gülmeyen yüz ifadesi ve sert mizacı aslında anne Nadal'ı da fazlasıyla şaşırtıyor: "Oğlumun maçlarını izlerken ben bile onu tanıyamıyorum. Bu farklılığı bir motivasyon olayı olarak görüyorum. Şu ayrıntıyı da belirtmek isterim: Eğer Rafa bir işe soyunmuşsa, onu en iyi şekilde yapmaya özen gösterir; bunun için de varını yoğunu ortaya koyar, çalışmaktan kaçmaz. Kort dışındaki hayatında ise çok sakin ve hümanisttir". Korttaki sert mizaçlı imajından çok fazla rahatsızlık duymayan Nadal ise "Beni izleyenlerde elbette bir imaj oluşuyor ama bu imaj onlar beni nasıl görmek istiyorsa o şekilde oluşuyor. Oynarken, imajım nasıldır diye de asla düşünmüyorum; iyi giyinmiş miyim yoksa yüzüm sürekli gülüyor mu gibi şeyler beni pek fazla ilgilendirmiyor. Korta çıktığımda sadece vereceğim mücadeleye odaklanıyorum" şeklinde bir görüş bildiriyor.

Konu Nadal'ın imajından açılmışken bu yılın hem Roland Garros hem de Wimbledon şampiyonu, bir raket için oldukça kaslı sayılabilecek vücudu için dikkat çekici bir açıklama getiriyor: "Pek çok kişi benim halter salonundan çıkmadığımı düşünüyor. Böyle bir şey kesinlikle doğru değil. Bu durum bizim ailenin yapısıyla ilgili; bütün erkekler iri ve yapılıdır. Barça'nın eski futbolcularından olan amcam Miguel Angel'in vücudu benimkinden bile daha spektaküler". Bu arada kortların yeni efendisi, kendisiyle ilgili bugüne kadar pek bilinmeyen bir bilgiyi de paylaşmaktan kaçınmıyor: "Benim her şeyim olan amcam Toni, iyi yüzemediğim için sürekli benimle dalgasını geçiyor. Çünkü o bir yüzme şampiyonu. Tenis kariyerimi bitirince mutlaka yüzme dersleri alacağım". Bu arada amca Toni, "En büyük hobim balık tutmak" diyen Nadal ile ilgili önemli bir ayrıntı daha veriyor: "13 yaşına kadar futbol oynadı; iyi bir sol kanat oyuncusuydu. Devam etseydi kesinlikle çok iyi bir profesyonel futbolcu olurdu". İspanyolun kortlardaki başarısını gördükçe, insan içinden, "İyi ki devam etmemiş, tenisi seçmiş" diyor.

(*) Rafael Nadal, Roland Garros ve Wimbledon'da kazandığı zaferlerden sonra, Pekin'de olimpiyat şampiyonu oldu. Daha sonra ATP'nin zirvesini Federer'in elinden aldı. Eylülde de Davis Kupası'nda İspanya'yı finale taşıdı. 2008 performansı: 80 galibiyet, 10 mağlubiyet.

Cem Çetin

Türkiye Tenis Federasyonu
Click for English
Click for English
  • Nadal mı Djokovic mi ?
    Şu sıralara spor gündemini Barcelona - R.Madrid maçları fazlasıyla ilgilendiriyor. Bu seri kadar önemli bir başka spor olayı da, Türk medyasının pek ilgi göstermediği teniste yaşanıyor....
    Devamı İçin..
  • İstanbul Cup'ta direktör krizi
    Sadece Türk tenisinin değil, Türk sporunun da en önemli spor organizasyonlarından bir tanesi İstanbul Cup (IC). Bu sayede 2005'ten bu yana bayanlar tenisinin önde gelen ve gelecek vaat eden isimlerinin...
    Devamı İçin..
  • Türk tenisi Yeltsin'ini arıyor
    Çok büyük sürprizlerin yaşandığı bu yılki İstanbul Cup, ENKA Arena'daki yepyeni görüntüsüyle maçları yerinde izlemeye gelenlere büyük keyif verdi. Tenisseverler bir maç oynayıp elenen...
    Devamı İçin..
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
Haberlere Ait Arşivimize Ulaşmak İçin Tıklayın...